Tansiyon düşüklüğü (hipotansiyon) nedir ?

0 mmHg’nın, küçük tansiyonun ise 60 mmHg’nın altında olmasına tansiyon düşüklüğü veya tıbbi adıyla “hipotansiyon” denir. Düşük tansiyon, kişide bir sağlık problemi yaratmadığı, kişi kendini iyi hissettiği sürece önemli değildir.

Çoğu kişinin şikayeti yüksek tansiyondur ve tansiyonlarını düşürmek için çabalar. Ancak, düşük tansiyon da birçok kişide ciddi rahatsızlıklara yol açmaktadır. Kişiden kişiye değişmekle birlikte büyük tansiyonun; 90 mmHg’nın, küçük tansiyonun ise 60 mmHg’nın altında olmasına tansiyon düşüklüğü veya tıbbi adıyla “hipotansiyon” denir. Düşük tansiyon, kişide bir sağlık problemi yaratmadığı, kişi kendini iyi hissettiği sürece önemli değildir.

Düşük tansiyonun belirtileri nelerdir ?

Uzun yıllar boyunca düşük tansiyonu olduğunu bilmeden ve hiçbir rahatsızlık hissetmeden yaşayan birçok insan vardır. Ancak düşük tansiyon aşağıdaki belirtilerle kendini gösterebilir:

  • Baş dönmesi,
  • Bayılma,
  • Susama,
  • Konsantrasyon kaybı,
  • Görme bulanıklığı,
  • Bulantı,
  • Solgun cilt,
  • Soğuk cilt,
  • Hızlı soluk alıp verme,
  • Yorgunluk,
  • Depresyon.

Düşük tansiyonun sebepleri nelerdir ?

  • Uzun süreli yatak istirahatleri,
  • Hastalıklar nedeniyle yatağa bağlı kalma,
  • Hamilelik,
  • Kanamalara bağlı kan hacminin azalması,
  • Susuz kalma gibi nedenlere bağlı olarak kan hacminin azalması,
  • Tansiyon düşürücü ve idrar söktürücü ilaçlar,
  • Kalp hastalığı, Parkinson hastalığı gibi hastalıklar için kullanılan ilaçlar,
  • İktidarsızlık için kullanılan ilaçlar,
  • Kalp hastalıkları,
  • Tiroid veya paratiroid hastalıkları,
  • Böbreküstü bezi yetmezliği,
  • Ciddi enfeksiyonlar,
  • Vitamin B12 ve folik asit eksikliği.

Düşük tansiyon tipleri nelerdir ?

Ortostatik veya postural hipotansiyon: Oturur veya yatar pozisyondan birden ayağa kalkıldığında ortaya çıkan tansiyon düşüklüğüdür.
Yerçekiminin etkisiyle vücudun alt kısımlarında biriken kan oturur veya yatar pozisyonda sorun yaratmazken, ayağa kalkıldığında; baş dönmesi, göz kararması ve hatta baygınlığa sebep olabilir. Genellikle yaşlılarda görülmesine karşın, gençlerde de rastlanabilir.
Postprandial hipotansiyon: Yemek sonrası görülen ani tansiyon düşüklüğüdür.
Yerçekimi etkisinde olduğu gibi, yemek sonrası sindirim sisteminde toplanan kan nedeniyle vücutta tansiyon düşer ve ani göz kararması, baş dönmesi gibi belirtiler ortaya çıkar.
Sinir uyarısı bozukluğuna bağlı hipotansiyon: Uzun süre ayakta duran bazı kişilerde görülür.
Normalde bu kişilerde, ayak ve bacaklarda biriken kan nedeniyle kalbin daha hızlı çalışması için kalp beyine sinir uyarısı gönderir. Ancak, bazı kişilerde bu uyarı beyin tarafından yanlış algılanarak, tansiyon daha da düşürülebilir. Bu durumda da tansiyon düşüklüğüne bağlı belirtiler görülür.

Tansiyon düşüklüğü kimlerde daha fazla görülür ?

Yaşlılarda: Genellikle 65 yaşından fazla olanlarda pozisyon değişikliklerine veya yemek sonrası tansiyon düşüklüğü görülebilir.
İlaç tedavisi altında olanlarda: Çeşitli ilaçlar tansiyon düşüklüğüne sebep olabildiğinden, ilaç tedavisi altında olanlarda hipotansiyon görülebilir.
Çeşitli hastalıklarda: Kalp hastalıkları, Parkinson hastalığı gibi hastalıkları olanlarda tansiyon düşüklüğü görülme riski daha fazladır.

Tansiyon düşüklüğünün tedavisinde neler yapılabilir ?

Klinik olarak belirti vermeyen ya da kişiyi rahatsız etmeyen tansiyon düşüklüklerinde genellikle bir tedavi yapılmaz.
Tansiyon düşüklüğünün kişiyi rahatsız ettiği durumlarda genellikle hipotansiyona sebep olan etken ortaya çıkarılmalı ve sebebe yönelik tedavi yapılmalıdır.
Örneğin susuz kalmaya veya yeterince su içmemeye bağlı gelişen bir tansiyon düşüklüğü, kişinin günde içmesi gereken su miktarı ayarlanarak düzeltilebilir. Kullanılan bazı ilaçlara bağlı tansiyon düştüyse, bu ilaçların değiştirilmesi gerekebilir. Kalp hastalıkları gibi çeşitli hastalıklara bağlı görülen tansiyon düşüklükleri için hastalıkların tedavisi ile tansiyon düşüklüğü iyileştirilebilir.

Sebebi bilinmeyen tansiyon düşüklükleri için neler yapılabilir ?

Sebebinin ne olduğu bilinmeyen tansiyon düşüklüğü vakalarında belirgin bir tedavi şekli olamayacağı için, tansiyon yükseltilmeye ve tansiyon düşüklüğüne bağlı belirtileri iyileştirmeye yönelik adımlar atılabilir.
Bu amaçla aşağıdaki önlemler, doktorunuzun da tavsiyeleri doğrultusunda onun onayı alınarak uygulanabilir:
Daha fazla su için: Bol su içilmesinin birçok faydasının yanında, kan hacmini artırarak, tansiyon düşüklüğünü engelleme gibi yararı da vardır.
Alkol kullanımını azaltın: Alkol kullanımı, vücudun su kaybetmesine yol açacağından tansiyonu da düşürebilir. Bu sebeple alkol alımı sınırlandırılmalıdır.
Tuz kullanın: Aşırı tuz kullanımı zararlıdır. En büyük zararlarından biri de içeriğindeki sodyum nedeniyle vücutta sıvı birikimine yol açıp tansiyonu yükseltmesidir. Doktorunuzun uygun bulması durumunda, tansiyonunuz düşükse, tuz sayesinde tansiyon yükseltilebilir. Ancak kişinin sağlık durumunun tuz alımına uygun olması gerekir. Doktora danışmadan tuz kullanılmamalıdır.
Varis çorabı kullanın: Bu elastik çoraplar, bacaklarda kan göllenmesini engelleyerek, kan dolaşımına katılmasını sağladıklarından, tansiyon düşüklüğünü engelleyebilirler.
Hızlı hareketlerden kaçının: Oturup kalkarken yavaş hareket etmek, ani hareketlere bağlı tansiyon düşmesini önleyecektir. Sabah uyandıktan sonra yavaşça kalkmak, uzun süre oturduğunuz koltuktan aniden fırlamamak gibi önlemlerle, pozisyona bağlı gelişen ani tansiyon düşüklüklerini de önleyebilirsiniz.

Bir yanıt yazın

Tansiyon düşüklüğü (hipotansiyon) nedir ?

0 mmHg’nın, küçük tansiyonun ise 60 mmHg’nın altında olmasına tansiyon düşüklüğü veya tıbbi adıyla “hipotansiyon” denir. Düşük tansiyon, kişide bir sağlık problemi yaratmadığı, kişi kendini iyi hissettiği sürece önemli değildir.

Çoğu kişinin şikayeti yüksek tansiyondur ve tansiyonlarını düşürmek için çabalar. Ancak, düşük tansiyon da birçok kişide ciddi rahatsızlıklara yol açmaktadır. Kişiden kişiye değişmekle birlikte büyük tansiyonun; 90 mmHg’nın, küçük tansiyonun ise 60 mmHg’nın altında olmasına tansiyon düşüklüğü veya tıbbi adıyla “hipotansiyon” denir. Düşük tansiyon, kişide bir sağlık problemi yaratmadığı, kişi kendini iyi hissettiği sürece önemli değildir.

Düşük tansiyonun belirtileri nelerdir ?

Uzun yıllar boyunca düşük tansiyonu olduğunu bilmeden ve hiçbir rahatsızlık hissetmeden yaşayan birçok insan vardır. Ancak düşük tansiyon aşağıdaki belirtilerle kendini gösterebilir:

  • Baş dönmesi,
  • Bayılma,
  • Susama,
  • Konsantrasyon kaybı,
  • Görme bulanıklığı,
  • Bulantı,
  • Solgun cilt,
  • Soğuk cilt,
  • Hızlı soluk alıp verme,
  • Yorgunluk,
  • Depresyon.

Düşük tansiyonun sebepleri nelerdir ?

  • Uzun süreli yatak istirahatleri,
  • Hastalıklar nedeniyle yatağa bağlı kalma,
  • Hamilelik,
  • Kanamalara bağlı kan hacminin azalması,
  • Susuz kalma gibi nedenlere bağlı olarak kan hacminin azalması,
  • Tansiyon düşürücü ve idrar söktürücü ilaçlar,
  • Kalp hastalığı, Parkinson hastalığı gibi hastalıklar için kullanılan ilaçlar,
  • İktidarsızlık için kullanılan ilaçlar,
  • Kalp hastalıkları,
  • Tiroid veya paratiroid hastalıkları,
  • Böbreküstü bezi yetmezliği,
  • Ciddi enfeksiyonlar,
  • Vitamin B12 ve folik asit eksikliği.

Düşük tansiyon tipleri nelerdir ?

Ortostatik veya postural hipotansiyon: Oturur veya yatar pozisyondan birden ayağa kalkıldığında ortaya çıkan tansiyon düşüklüğüdür.
Yerçekiminin etkisiyle vücudun alt kısımlarında biriken kan oturur veya yatar pozisyonda sorun yaratmazken, ayağa kalkıldığında; baş dönmesi, göz kararması ve hatta baygınlığa sebep olabilir. Genellikle yaşlılarda görülmesine karşın, gençlerde de rastlanabilir.
Postprandial hipotansiyon: Yemek sonrası görülen ani tansiyon düşüklüğüdür.
Yerçekimi etkisinde olduğu gibi, yemek sonrası sindirim sisteminde toplanan kan nedeniyle vücutta tansiyon düşer ve ani göz kararması, baş dönmesi gibi belirtiler ortaya çıkar.
Sinir uyarısı bozukluğuna bağlı hipotansiyon: Uzun süre ayakta duran bazı kişilerde görülür.
Normalde bu kişilerde, ayak ve bacaklarda biriken kan nedeniyle kalbin daha hızlı çalışması için kalp beyine sinir uyarısı gönderir. Ancak, bazı kişilerde bu uyarı beyin tarafından yanlış algılanarak, tansiyon daha da düşürülebilir. Bu durumda da tansiyon düşüklüğüne bağlı belirtiler görülür.

Tansiyon düşüklüğü kimlerde daha fazla görülür ?

Yaşlılarda: Genellikle 65 yaşından fazla olanlarda pozisyon değişikliklerine veya yemek sonrası tansiyon düşüklüğü görülebilir.
İlaç tedavisi altında olanlarda: Çeşitli ilaçlar tansiyon düşüklüğüne sebep olabildiğinden, ilaç tedavisi altında olanlarda hipotansiyon görülebilir.
Çeşitli hastalıklarda: Kalp hastalıkları, Parkinson hastalığı gibi hastalıkları olanlarda tansiyon düşüklüğü görülme riski daha fazladır.

Tansiyon düşüklüğünün tedavisinde neler yapılabilir ?

Klinik olarak belirti vermeyen ya da kişiyi rahatsız etmeyen tansiyon düşüklüklerinde genellikle bir tedavi yapılmaz.
Tansiyon düşüklüğünün kişiyi rahatsız ettiği durumlarda genellikle hipotansiyona sebep olan etken ortaya çıkarılmalı ve sebebe yönelik tedavi yapılmalıdır.
Örneğin susuz kalmaya veya yeterince su içmemeye bağlı gelişen bir tansiyon düşüklüğü, kişinin günde içmesi gereken su miktarı ayarlanarak düzeltilebilir. Kullanılan bazı ilaçlara bağlı tansiyon düştüyse, bu ilaçların değiştirilmesi gerekebilir. Kalp hastalıkları gibi çeşitli hastalıklara bağlı görülen tansiyon düşüklükleri için hastalıkların tedavisi ile tansiyon düşüklüğü iyileştirilebilir.

Sebebi bilinmeyen tansiyon düşüklükleri için neler yapılabilir ?

Sebebinin ne olduğu bilinmeyen tansiyon düşüklüğü vakalarında belirgin bir tedavi şekli olamayacağı için, tansiyon yükseltilmeye ve tansiyon düşüklüğüne bağlı belirtileri iyileştirmeye yönelik adımlar atılabilir.
Bu amaçla aşağıdaki önlemler, doktorunuzun da tavsiyeleri doğrultusunda onun onayı alınarak uygulanabilir:
Daha fazla su için: Bol su içilmesinin birçok faydasının yanında, kan hacmini artırarak, tansiyon düşüklüğünü engelleme gibi yararı da vardır.
Alkol kullanımını azaltın: Alkol kullanımı, vücudun su kaybetmesine yol açacağından tansiyonu da düşürebilir. Bu sebeple alkol alımı sınırlandırılmalıdır.
Tuz kullanın: Aşırı tuz kullanımı zararlıdır. En büyük zararlarından biri de içeriğindeki sodyum nedeniyle vücutta sıvı birikimine yol açıp tansiyonu yükseltmesidir. Doktorunuzun uygun bulması durumunda, tansiyonunuz düşükse, tuz sayesinde tansiyon yükseltilebilir. Ancak kişinin sağlık durumunun tuz alımına uygun olması gerekir. Doktora danışmadan tuz kullanılmamalıdır.
Varis çorabı kullanın: Bu elastik çoraplar, bacaklarda kan göllenmesini engelleyerek, kan dolaşımına katılmasını sağladıklarından, tansiyon düşüklüğünü engelleyebilirler.
Hızlı hareketlerden kaçının: Oturup kalkarken yavaş hareket etmek, ani hareketlere bağlı tansiyon düşmesini önleyecektir. Sabah uyandıktan sonra yavaşça kalkmak, uzun süre oturduğunuz koltuktan aniden fırlamamak gibi önlemlerle, pozisyona bağlı gelişen ani tansiyon düşüklüklerini de önleyebilirsiniz.

Bir yanıt yazın